Tavuklar Niçin Uçamıyor

Muhammed
0
İnsanlar tarih boyunca başlarının üzerinde uçarak dolaşan kuşlara gıpta ile bakıp durdular. Uçmak için gerekli olan tek şeyin bir çift kanat olduğunu düşündüklerinden, kanat benzeri şeyler yapıp sırtlarına takarak uçmayı denediler. Sonuç her zaman hüsran oldu. Zamanla, önce sıcak hava balonlarını, sonra da sabit kanatlı uçakları yapıp uçmayı başardılar ama kuşlar gibi kanat çırparak tam anlamıyla bireysel, özgürce uçmayı beceremediler.

İnsanların uçmak için bu kadar geç kalması, uçmanın sadece kanatlarla ilgili olduğu saplantısından kaynaklanıyor olabilir. Kanat uçmak için gereklidir ancak tek başına yeterli değildir. Tavuk, hindi, devekuşu, penguen gibi kuşların da kanatları vardır ama uçamazlar.

Uçabilen kuşlarda kanatların yanı sıra tüm gövde de uçmaya elverişli bir yapıdadır. Kemiklerin içi (ağırlığı azaltmak için) boştur. Kaslar çok güçlüdür. Gövdenin ağırlık merkezi kanatların altında kalarak dengeli uçmayı sağlar. Kanat ve kuyruk tüyleri hafif ama sert ve sağlamdır, aerodinamik yapılarıyla manevraya ve dengeye yardımcı olurlar. Solunum sistemleri de özeldir. Nispeten küçük olan ciğerlerinden kemik içlerindeki keselere gelen hava hem solunuma yardımcı olur hem de iskeleti hafifletir.

Şüphesiz tüm bunlar, kanatların uçmadaki rolünü küçümseme anlamına gelmez. Canlılarda iki organ olağanüstü ve mucizevi bir yapıya sahiptir, gözler ve kanatlar. Bu organların oluşmaları ve gelişmeleri hiç bir teori ile açıklanamaz çünkü bu ikisinin ortak özelliği, ancak bütünüyle gelişmiş oldukları takdirde görevlerini yerine getirebilmeleridir. Yani yan gelişmiş veya gelişmekte olan bir gözle görülemez, yarım bir kanatla uçulamaz.

Bazı mükemmel uçabilen kuşların kemiklerinin içi de tamamen boş değildir. Örneğin, dalgıç kuşlarının kemiklerinin içinin tamamen boş olmaması, onların suyun içine rahatça dalmalarım sağlar. Ancak bu sefer de sudan ve yerden rahatça havalanamazlar. Kalkabilmeleri için uçak gibi biraz yatay hareketle hızlanmaları gerekir.

Tipik bir kuş olan penguende ise durum biraz farklıdır. Penguenler karadaki hayatlarında mutludur. Kendilerine ve yavrularına karada zarar verebilecek düşmanlar bulunmadığından koşarak veya uçarak kaçmaya pek ihtiyaç duymazlar. Araştırmacılar, penguenlerin ayaklarının ve kanatlarının bu nedenle körelerek, kendileri için zararlı canlılarla dolu denizlerin içinde gerekli hız ve manevrayı sağlayabilecek bir şekle dönüştüğüne inanıyor.

Gelelim tavuklara. Tavuk, tabiattaki canlıların sınıflandırılmasına göre resmen bir kuştur. Penguen gibi uçamayan kuşlar grubuna girer ama durumu diğerlerinden biraz daha iyidir. Tehlike hissettiklerinde yerden aniden yükselebilir, uçarak ağaçların dallarına, tel örgülerin direklerine konabilirler. Tavuğun hiç durmadan uçma rekoru 230 metredir. Tavukların kemiklerinin içi de tam dolu sayılmaz hatta kuşlar gibi vücutlarında hem gövdeyi hafifleten hem de solunum sistemine yardımcı olan 13 adet hava torbası bile vardır.

Aslında uçamamak tavuğun kendisinden kaynaklanan bir sorun değildir, hatta yakın dedelerinin uçabildikleri sanılıyor. Araştırmacılar tavukların başlangıçta diğer kuşlar gibi uçtuklarına, insanlar onları kümeslere tıktıkça bu yeteneklerini kaybettiklerine inanıyor.

Tavuklar asırlar boyu insanlarla iç içe olan yaşamlarından ve düşmandan uçarak kaçmayı gerektirmeyen huzur dolu kümes ortamından dolayı zamanla uçmayı unutmuş olabilir ancak günümüzde salt eti için fabrikasyon olarak yetiştirilen tavuklara yönelik bir başka tehlike daha oluşmuş durumda.

Kümeslerde yahut bırakıldıkları nispeten doğal ortamlarda, tohumları, tırtıl ve kurtçukları, yaprak ve otları yiyerek beslenen tavuklar artık bir seri üretim fabrikası özelliği taşıyan çiftliklerde, suni katkılar içeren, protein bakımından zenginleştirilmiş gıdalarla yetiştiriliyor. Binlercesi yan yana, bırakın uçmayı, yürümeye ve sağa sola dönmeye bile imkân tanınmayan ortamlarda beslenip anormal ağırlık ve boyutlara ulaşıyor. Günümüz tavukları artık bir yerden diğerine hareket edemiyor, zıplayamıyor, kanatlarım çırpamıyorlar. Özgürce uçarak dünyaya yukarıdan bakmayı ise düşlerinde bile göremiyorlar.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)